
Cash Patrol…
Adı bile “bu oyunda iş var” dedirtiyor.
Polis arabası sireni gibi heyecanlı,
ama içinde cebine çalışan bir sistem yatıyor.
Oyunu açıyorsun, ekran bir karanlık, bir neon…
arka planda şehir ışıkları.
Ama semboller desen bayağı tanıdık.
Dedektif, kadın polis, para çantası, kelepçe…
Hepsi olay yeri gibi dizilmiş.
Ama bu dosyada suç yok, para var.
İçeri giriyorsun, spin başlıyor.
Ve bi’ bakmışsın;
paranın peşinden değil, para senin peşinden koşuyor.
Bu kovalamacayı da en net şekilde Slotter’da yaşarsın.
Dönüşler temiz, görüntü akıyor, kazançlar çatır çatır.
Money Collect özelliği: Adalet değil, kazanç dağıtıyor
Bu oyunun en olay kısmı:
Money Collect özelliği.
Yani ekranın herhangi bir yerinde çıkan para sembolleri,
bir Collect sembolü ile birleştiğinde,
hop!
Ne varsa topluyorsun.
Bazen 5 para sembolü düşüyor ama “keşke collect de gelse” diyorsun.
Sonra bi’ bakmışsın, ekranın en sağında o altın rozet beliriyor.
Tık! Hepsi cebinde.
Free spin özelliği de var tabii.
Üç tane siren scatter sembolü geldi mi…
Ekran bir değişiyor.
O sirenler çakmaya başlıyor,
ve kazançlar peş peşe geliyor.
Her dönüşte birileri kaçıyor,
ama sen hep yakalıyorsun.
Slotter bu takibi hiç aksatmıyor,
aksine senin için sirenleri daha da parlatıyor.
Şehirde gece, kasada bereket
Cash Patrol grafik anlamında çok karışık değil.
Ama sade olduğu kadar etkileyici.
Neonsu detaylar, gece atmosferi,
ve bir polis dizisini andıran efektler…
Her sembol net çalışıyor.
Kadın polis en yüksek ödemeyi getiriyor.
Ama esas olay, para çantalarıyla geliyor.
Dönüş başlıyor.
Bir çanta, iki çanta,
bir rozet belirdiğinde olay kopuyor.
Oynaması kolay, anlaması daha kolay.
Ama en güzeli, seni hem eğlendiriyor hem de tetikte tutuyor.
Az daha spin atayım hissi,
bu oyunda biraz bağımlılık yapabilir.
Slotter sayesinde bu sürükleyicilik daha da sağlam.
Donma yok, kopma yok, polis de sen, hırsız da para.